
Ingilizce bir şeyler okurken, dinlerken blue kelimesini gördüğümüzde aklımıza ilk gelen mavi, mavilikler olsa da farklı anlamlarla da karşımıza çıkabiliyor.
Out of the blue: hop diye, aniden, damdan düşercesine
My boss phoned out of the blue, haven’t spoken to him in over three weeks!
A bolt from (or out of) the blue :Hiç beklenmedik bir olay/ haber, umulmadık şey tepeden inme.
The cure of covid-19 will be a bolt from the blue all over the world
Once in a blue moon
Kırk yılda bir, nadiren
That kind of chance comes once in a blue moon.